1-KABULLENME SÜRECİ
En zor süreç bu olsa
gerek. Sevsen de, sevmesen de, birlikteliğiniz uzun olsa da olmasa da herkes
yaşadığı ayrılığın ardından bir boşluğa düşer. Çünkü aşk hayatlarımızı sadece
duygusal doyuma ulaştırmaz. Hayatımıza birini aldığımızda ona göre, onun yaşam
tarzına, bakış açısına göre şekillenmeye başlarız. Başkasının seçimlerine,
başkasının olmazsa olmazlarına yer açarız küçücük dünyamızda. Ayrılığın ilk
aşaması olan bu kabullenme süreci o insanın hayatımıza ne kattığını daha iyi
anlamamız ve analiz etmemiz açısından bir fırsattır aslında. Bittiğini bilen
ama kabullenemeyen çoğu çiftin takılıp kalığı bu süreç , o insanla birlikte
hayatımıza giren alışkanlıklarımızla savaştığımız ve duygusal olarak çöküş
yaşadığımız bir dönemdir. Uyanır uyanmaz telefonda bir mesaj görmezsin mesela,
ya da bir yere çıkarken elin telefona gider haber verme ihtiyacı hissedersin.
Sonra aslında o insanın artık olmadığı aklına gelir, hüzünlenirsin. Bu sürecin
aşkın temeliyle bir alakası yoktur aslında. Bu sürecin sevmekle, duygusal bağla
da bir alakası yoktur. Bu süreç tamamen alışkanlıklardan kurtulma sürecidir.
2-UNUTAMAM SÜRECİ
Bu süreç telefonun başında
bir mesaj ya da arama bekleme, durmak dinlenmek bilmeden tweetleri okuma,
instagramda kimler takip edilmiş kimler beğenilmiş hangi fotoğraflar atılmış
onlara bakma, whatsappta en son ne zaman online olmuş düşüncesine kapılıp an be
an takip etme sürecidir. Snapchat te neşeli snapler atılmış mı, swarm da yer
bildirimi yapılmış mı, laf sokmalı durum paylaşılmış mı ya da sevilmeyen
kaşarın teki planlarıyla ilgilenmeye başlamış mı düşünceleriyle hayatınız alt
üst olur. Eski anılar, kurutulan çiçekler, yazılan küçük notlar her gün ortaya
dökülür ve ağlama krizleri geçirilir. Eve kapanma, depresyon dönemi olarakta
adlandırılabilir. En çok gözyaşı dökülen, kendinizi en yalnız hissettiğiniz
dönemdir. Çalan her şarkı onu hatırlatır ve aklınıza gelen her anıda içiniz
parçalanır. Ve muhtemelen bu süreçte duygusal boşluğunuzdan yararlanmaya
çalışan akbabalar sarıcaktır etrafınızı. İhtiyacınız olan ilgiyi size veren,
sanki size delicesine aşıkmış gibi rol yapan ama aslında tek amacı kırgınlığınızdan
yararlanmak olan bu ikiyüzlü hödüklere inanmamakta sürecin en can alıcı
noktalarından biridir.
3-YALNIZLIĞA ALIŞMA SÜRECİ
Baktınız onun hayatında
her şey normal, sizin yokluğunuz belli bile değil ‘Ne uğraşıcam bu
gerizakalıyla yaa’ diyip onun hayatınıza girmesiyle nelerden vazgeçtiyseniz bi
anda hepsini geri kazanıyosunuz. O unutulan arkadaşlarla, o unutulan cafelerde
keyifli sohbetler, whatsapp gruplarında yapılan dedikodular ve dostlukla
doldurulmaya çalışılan bir boşluk.. Bunları yaparken bi yandanda ‘Haha sen
yoksun hayatımda ama bak nasıl mutluyum pislik herif’ imajı vermek için yapılan
chatler ss alınıp twitterda paylaşılır, swarm check-in manyağı yapılır ve
instagramda etiketleme rekoru kırılır. Yalnızken de eğlenilebileceği, ona ihtiyaç
duyulmadığı kendine kanıtlanmak istenilir ve bu amaç uğruna hayat alt üst
edilir. Ama bu süreçte yalnızlık öğrenilir. Dostlarla yapılan sohbetler
unutturur çoğu şeyi. Onu hatırlamaya, özlemeye vaktin kalmazsa daha iyi
hissedersin. Bedenini uykuya mahkum edip, onunla olan hatıralara sonuna kadar
direnirsin.
4-OLMASANDA OLUR SÜRECİ
Bu süreç önemlidir çünkü
ilişkimizi kestiğimiz beyefendiler genelde bu süreçte kendilerini hatırlatma
çabasına girerler. Ya instagramda bir fotoğraf beğenirler ya ‘Bekarlık
sultanlıktır’ temalı attığınız bir tweeti favlarlar ya da daha cesaretli
davranıp ‘Özledim’ mesajı atarlar. O ilk başta ‘Sürünsün pislik’ diye hıçkıra
hıçkıra sövdüğünüz herif karşınızda sizin için beklerken tuhaftır ki hiçbişey
hissetmezsiniz. ‘Ha ha noldu özledin dimi köpek’ diye dalga geçmek, hatta ss
alıp kızlara atmak bile gelmez içinizden. Bitmiştir çünkü. Onun varlığıyla
kaybettiğiniz şeylerin farkına varmış ve aslında onun gözünüzde büyüttüğünüz
kadar değerli olmadığını anlamışsınızdır.O yoktur artık bu kabullenilmiştir ve
sorunda değildir. Omzunda ağladığınız, birlikte kahkahalar attığınız o insan
bir yabancıdır ve sizde bunun bilincindesinizdir. Bu süreçte yapılabilecek en
kötü hata o adama geri dönüp, eskisi gibi olabileceğinize inanmaktır. Çürük
elma bir daha yenmez, bitmiş bir ilişkide küllerinden doğmaz felsefesine inanıp
önüne bakmak gerekir. Çünkü hayat bunu gerektirir. Dışarıda bir yerde seni bekleyen, onun asla
olamayacağı kadar kusursuz bir insan var. Ve böyle bir hatayı asla kendine yapma.
Biten ilişkinin ardından
yeni bir aşk arayışına girmek yapılacak en büyük hatalardan birisidir. Açıkçası
akışına bırakmak gerekir çünkü aşk üstüne yorum yapılamayacak kadar
dengesizdir.
İlişkinizin ardından
ağlayın, bu süreçlerin hepsini teker teker her ayrıntısına kadar yaşayın. Çünkü
ayrılıklarda sevdaya dahildir ve acı çekmeniz sizin o ilişkide ne kadar dürüst
olduğunuzun bir göstergesidir.
Unutmadan şu da bir dip not ;
Sağlam bir ilişkinin sırrı, içindeyken kendini
kaybetmemekte yatıyor. Bu hayata yalnız geliyor ve yalnız da gidiyoruz. Tek
gerçek devamlılık sensin..
John Green’in de dediği gibi;
Bu hayatta incinip incinemeyeceğimizi seçemeyiz. Ama
bizi kimin inciticeğini seçebiliriz.
Seçimlerinizin daima yüzünüzü gülümsetmesi dileğiyle..
Sen Bu işi Biliyorsun
YanıtlaSil