8 Ocak 2014 Çarşamba

Üşüyorum. Havanın soğukluğundan değil ama hayatımın soğukluğundan..

Yorgun hissediyorum. Daha 17 yaşında çok yorgun. Normal mi bu ? İnsanlar onca yaşanmışlıklara rağmen 80-90 yaşına kadar savaşırken benim daha bu yaşta bu kadar güçsüz hissetmem normal mi ?
Hani üşürsün. Isınmak için çeşitli imkanın vardır. Ama ulaşamazsın bazılarına ya da var olanı bile kullanamazsın.
Her sabah erkenden sıcacık yatağını bırakıp, buz gibi soğuğa adım atmak gibi mesela. Mecbur kalırsın. Akşam o battaniyenin altına gireceğini bilsende kızarsın. Böyle bişey.
Battaniyem var. Ailem var, arkadaşlarım var, beni seven bana değer veren insanlar var. Varlıkları umut oluyo hayatıma sıcaklıklarını daima hissediyorum. Ama her zaman yanımda olamıyolar işte.Onların sıcaklığını hissedemedim gün ortası var birde. Onlar evde bıraktığım battaniyem, aşkım içimi ısıtan kahvem..
Onlar varken üşümüyorum, sorunlar yok.
Ama her zaman yanımda olamıyolar ki.
Her daim sıcaklıklarını hissedemiyorum. Onların olmadığı battaniyesiz, kahvesiz gün arası. İşte ben tam o sıra çok üşüyorum. Bütün sorunlar kar olup yağıyo sanki üzerime. Tek başıma oluyorum. Akşam herşeyini düzeliceğini bilsemde o gün arası çok yoruluyorum. Umudumu, hayallerimi, inancımı kaybetmeye yanaşıyorum.
Biliyorum her şey benim elimde aslında. O üstüme kar misali yağan sorunlardan korunmak için şemsiye bulmam lazım kendime. Sıkıca giyinmem kendimi en kötü fırtınalara hazırlamayı öğrenmem lazım.
Benim battaniyeye geri dönmeyi değil, benim yağan karın altında kendii korumayı öğrenmem lazım.
Benim çok geç olmadan güçlenmem, hayata daha sıkı sarılmam lazım.
Üşüyorum. Havanın soğukluğundan değil ama, hayatımın soğukluğundan.
İnsanların beni ısıtmasını beklemekten üşüyorum aslında.
Benim kendimi soğuktan korumayı, kendi sıcağımı kendim yaratmayı öğrenmem lazım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder