7 Ağustos 2013 Çarşamba

BLOG SAHİBİ TEDİRGİNLİKLE SUNAR..

Belki yazacağım en sorgulayıcı yazı olacak ama buna değer olduğunu düşünüyorum..

Küçüklüğümden beri Allahın varlığını, gücünü, büyüklüğünü, kudretini öğrenmeye çalıştım. Daha okuma yazma bilmiyoken annem sayesinde Kuran harflerini öğrendim. Duaları ezberledim, namaz kıldım.. Ailem tarafından dinime bağlı bir birey olarak yetiştrildim. Ama şimdi herşey çok farklı. Duyduklarım, okuduklarım, gördüklerim. O kadar fazla düşüncenin içinde bir an kendimi Tanrı'nın (hangi ismi verdiğimizin bir önemi yok, sonuçta hepimiz için tek bir yaratıcı var) varlığını sorgularken buluyorum. Ona inanıyorum evet. Peygamberlerine, kitaplarına, yarattığı herşeye inancım sonsuz. Ama gelin görün ki bazen aklım karışmıyor değil. Diyorlar ki Allah bizi dünyaya sınamak için gönderdi ve onun kuralları altında kullarına irade gücünü verdi. Onun kudreti anlatılmaz, onun büyüklüğü tartışılmaz. Öyle öğrendik, öyle inandık. Peki gelelim kafa karıştırıcı sorulardan birine. Neden bütün insanlara aynı imkanlar verilmedi ? Dışarıda aç gezen o insanların, sıcacık evinde çeşit çeşit yemeğinin bulunduğu sofrasında oturan insandan ne farkı var ? Evet, biliyorum bunlar bizim için bir sınav ? Peki ya bunu haketmek için ne yaptık ? Cezalandırılıyosak bunun için önce bir hatamızın olması gerekmez mi ? Uyuşturucu bağımlısı pislikler evlerinde para içinde otururken benim halkım dışarda neden 2 parça ekmeğe muhtaç durumda. Dedelerimizin, uğrunda öldükleri bu vatanı satmak isteyenler hala başta rahatken, biz neden bu durumdayız ? Bizim Allahımız neden yardım etmiyor ? Hemen kızmayın, sadece aklımdaki soruları döküyorum buraya. Etrafımda bu kadar inanç varken ve benim kafam bu kadar karışıkken nasıl doğru olanı bulabilirim ki ?

Dediğim gibi,
Allaha inancım tam.
Benim inancım, neden her insana aynı imkanların verilmediğini sorguluyor.
Ve umarım, en kısa zamanda doğru olana ulaşırım..

2 yorum:

  1. Bir tarafından bir şey eksikse bir insanın, diğer tarafından bir şeyi fazla oluyor her zaman. Ne olduğu önemsiz. Kendimden biliyorum. Çevremden duyduklarımı söylüyorum sadece, egoist falan değilim, bana sürekli hep çok yakışıklı olduğumu, boyumun ne kadar uzun olduğunu ya da çok fazla zeki hatta ileri zekalı olduğumu falan söylerler. Genelde tanıdığım insanların yarısından fazlası da bana karşı "Senin yerine olmak isterdim" cümlesini mutlaka en az bir kere kullanmıştır. Dışarıdan bakılınca her şey çok iyi çok muhteşem gibi görünüyor olabilir belki, ideal biri olabilirim ben. Fakat sadece dış görünüşte. Ben paranoyağım, ben saplantılıyım. Ben melankoliğim. Ben mutlu değilim. Yaşamaktan zevk alamıyorum. vesaire. İç dünyam o kadar eksik ki benim yerimde olmayı inan kimse istemezdi.
    Biz bilmiyoruz, fakat o açlıktan ölecek durumda olanlar belki bir şekilde hayattan zevk alıp mutlu olabiliyorlardır belki de. Belki de aralarında çok yetenekli, çok zeki, önü açık o kadar insan var ki.
    Her insan kendini eğitmek zorunda olduğu gibi, bizim kendimizi eğittimiz gibi, onların da kendini eğittiğinde ne kadar muhteşem kişiliklerin ortaya çıkacağını bilemeyiz.
    Bana kalırsa insanların birer matematik işlemidir. Kimi 3+1'dir. Kimi 2+2'dir. Kimi 5+3-2+4-6'dır. Fakat sonuçta bana göre tüm bu işlemler, çözülüş açısından fazla olsa da sonuç olarak aynı değerdedir. Saygılar...
    face'inde gördüm yazıyım dedim. :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şu sıralar çok dalgınım da, güzelim Türkçe'nin içine ettiğim için kusuruma bakma. :D

      Sil