21 Kasım 2016 Pazartesi

Bir tutam hata, çok şey katar insana..

Hepimiz için yazılmış bir kader var. Gideceğimiz yerler, hissedeceğimiz güzellikler.
Hepsi, yaşayacağımız her şey bir köşede yazılmış bekliyor bizi. Hangi kararları vereceğimiz, aslında onca seçenek arasından hangisini seçip hangi yolda ilerleyeceğimiz.
Her birimizin kendi hikayesi var aslında.
Kimimizin şarkılarla anlattığı, kimimizin yaşayıp kendine sakladığı, bize ait olan bir dolu özgün hikaye.
Hayallerimiz, tecrübelerimiz, hüzünlerimiz, sevgilerimiz. Her yeni gün bir başkasının anlattığı hikayeye özenip kendi senaryomuzu biraz olsun değiştirdiğimiz.
Hayat elbette bir armağan. Geçmişte, bugünde ışık tuttuğumuz ne varsa bize sağlanan bir imkan. Geçmişe takılıp kalanlar için aslında bu yazı. Kendileri için en iyisini isteyenler ama hatalarının gölgesinde kalmaktan ileriye gidemeyenler için.
Dedim ya hayat bir armağan. İçinde ağlamakta var gülmekte, sevmekte var sevilmekte. Her şey bu güzel armağanın içinde.
Elbette hatalarla dolu yürüdüğümüz bu yol. Bizi biz yapan, olgunlaşmamızı sağlayan yanlışlarda saklı. Dönüp nefes aldığınız onca yıla bakınca pişmanlık duymayın. Asla seçimlerinizi yadırgamayın. Bizim için yazılmış bir kader var, onun için asla umutsuzluğa kapılmayın.
Hatalarda bizim bu hayatta. Doğrular kadar onlarda yolumuzu aydınlatır farkedemesekte aslında.
On beş yaşınızda aldığınız bir karara dönüp şimdilerde 'keşke' der gibi bakınca üzülmek yersiz. O gün, siz seçiminizi o şekilde yapmak istediniz. On beş yaşınız, o günkü vicdanınız öyle istediği için bugünlere geldiniz. Pişmanlıkta güzel bir duygu zira insan yaptığı tüm seçimlerin sonucunda biraz daha büyür. Bizi olgunlaştıran, şimdiki halimizle düşünmemiz için yüreklendiren her parça o hataların arasında gizli galiba. Çünkü bir daha yanlışa düşmemek için, kimse adına yanılmamak için tekrar tekrar düşünüp planlıyoruz bir sonraki adımımızı.
Belki bundan beş yıl sonra bugün yaptığımız seçimlerin sonuçlarına katlanırken de 'keşke' diyecek iç sesimiz. Hiç bir şey için geç değildir bu dünyada. Biriktirdiğiniz ne kadar 'keşke' varsa verdiğiniz nefesle birlikte salın doğaya. Yarın uyanınca yeniden başlamaya gücünüz olsun. Sırtınızda yüklendiğiniz tüm ağırlıklardan kurtulun, hayat kambur yürümeye devam etmek için çok kısa. Kaç yaşında olursanız olun, dimdik bakın dünyaya. Çünkü insan ne kadar pozitif olursa o kadar güzellik eşlik eder ona bu macerada.
Yapılan hataların hepsi dünde kaldı. Sayısız yaprağınız var bu defterde, dilerseniz her sabah bembeyaz bir sayfa açabilirsiniz. Karşınıza çıkan sorunlardan korkmayın. Hele o sorunun kendisi insansa yenilmemeye çalışın. Bütün keşkeler ömürde bir tutam kurumuş yapraktır. Dört mevsim nasıl ard arda sıralanır, her olayda ömüre ayrı ayrı güzellikler sarkıtır. 
Unutmayın,
Pamuk prenses o elmayı ısırmasaydı prensle asla tanışamayacaktı.
Ve külkedisi ayakkabısının almak için geri dönseydi, asla Cindirella olamazdı.
Bırakın hayatınızdaki ayakkabılar orda kalsın, elbet bir gün size bir fırsat yaratacaktır.
Ve asla gülümsemeyi ihmal etmeyin.
Bu hayat gülümseyenleri sever, yeniden başlayabilmek bir ayrıcalıktır.
Bugün kendinize bir iyilik yapın ve bir bardak çay eşliğinde hayatınızda bembeyaz bir sayfa açın.
Bırakın o da hatalarla kirlensin, nasıl olsa bol bol kağıt mevcut o kitapta.
Yazarı siz olduktan sonra, kirlenen sayfaların pek bir önemi yok aslında.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder